30 Eylül 2010 Perşembe

105 Yıllık Bir Tarih Ve Galatasaray

Tarih 01/10/1905 Yer Galatasaray Lisesi Galatasaray Terbiye-i Bedeniyye Kulübü adıyla kurulan birliğin amacını Ali Sami Yen şöyle anlatır:  "Amacımız İngilizler gibi toplu halde oynamak, bir renge ve isme sahip olmak. Türk olmayan takımları yenmek."

Ali Sami Yen:

"1 Ekim 1905'te mektebin beşinci sınıfında edebiyat öğretmenimiz merhum Mehmet Ata Bey'in dersi esnasında birkaç arkadaş başbaşa vererek Galatasaray'da bir futbol kulübü kurmaya karar verdik. İlk girişimler oyuna ve mücadeleye yönelik arkadaşlardan Asım Tevfik Sonumut, Reşat Şirvani, Cevdet Kalpakçıoğlu, Abidin Daver, Kamil ... gibi gençlerdi. Okulda eğitim gören Bulgar ve Sırp öğrencilerden çevik ve kuvvetli olanlar da bize katılmışlardı. Asım'ı muhasebeciliğe, Cevdet'i ikinci reisliğe seçmiş, kendim de reis olmuştum. Asım her hafta arkadaşlardan birer kuruş toplamakta mahir olduğu için kendisini muhasebeci yapmıştık. Ben Reisliği topu yağlayıp şişirmekle almıştım. Topumuza evladım gibi bakardım. Zaten varımız yoğumuz da toptu. Mektebe gelirken domuz sokağından geçer, domuz yağı alırdım. Topu onunla yağlar, şişirirdim; yamasını yeni pabucumdan kesmiştim. Bunu gören arkadaşlar, bana hepimizden fazla paye vermişlerdi. Yani o zaman reisliğe ve diğer vazifelere payeyi en çok çalışan kazanırdı. Cevdet de ikinci reisliği formaları yıkadığı için almıştı. Maksadımız İngilizler gibi toplu bir halde oynamak, bir renge ve isme malik olmak ve Türk olmayan takımları yenmekti."

Kuruluş amacından da anlaşılacağı üzere kurtuluş dönemi sırasında Ali Sami Yen'in çizdiği bu rota o sıra ihtilal güçlerle savaşan Türk halkının o zamanda sergilediği duruşu açıkça ifade ediyor.

İlk Türk futbol takımı özelliği ile Türk futbol tarihine ilkleri yaşatan bu kulübün 105 yıllık tarihinden ilkler:

2000-2001:Uefa Şampiyonlar Ligi Çeyrek Final
1999-2000:Uefa Kupası Şampiyonu
1999-2000:Uefa Süper Kupa Şampiyonu
1999-2000:IFFHS Dünyanın En iyi Kulübü Ödülü
1993-1994:Uefa Şampiyonlar Ligine dahil olan İlk Türk Takımı
1988-1989:Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası Yarı Final
2008-2009:Avrupa Eurocup Şampiyonu Galatasaray Bayan Basketbol Takımı
2008 ve 2009:Üst üste iki kere Şampiyonlar Ligi Şampiyonu ve Kıtalararası Şampiyonu Galatasaray Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı

105 yıllık tarihine bakıldığında daha yazılamayan birçok başarıyı elde eden Galatasaray Spor Kulübü 1905 yılının 1 Ekim günü Galatasaray Lisesinde bir ders esnasında Ali Sami Yen ve arkadaşlarının belirledikleri "Amacımız İngilizler gibi toplu halde oynamak, bir renge ve isme sahip olmak. Türk olmayan takımları yenmek." rotasında şaşmayıp Avrupa arenasında başımızı hep dik tutan ve tutmaya devam edecek Galatasaray'ın 105.yılı Tüm Türkiye'ye ve Galatasaray'a daha nice başarılar getirmesi adına hayırlı ve uğurlu olsun.

Türk Takımlarının Avrupa'daki Yeri ve Psikolojik Destek

Başlıktan anlaşılacağı üzere konun genelinde Bursaspor üzerinden açıklamalarımı getirmeye çalışacağım.

Geçen sezon gerçekten büyük bir başarı sağlayan Bursaspor Şampiyonlar Ligine direkt katılarak büyük bir başarıya imza attı.Bir anadolu kulübü olarak 5 büyükten biri olan Bursaspor anadoluyu ilk defa Şampiyonlar Liginde temsil eden takım olarak tarihteki yerini altın harflerle yazdırdı.Fakat devamı...

Uefa klasmanında ilk 10-15 ülke arasında giren Fifa sıralamasında ilk 20 için savaşan bir ülkenin Şampiyon takımı 80'li 90'lı yıllardaki ülke futbolunun benzeri bir futbolla ürkek ve çekingen bir top oynamamalı rakipleri karşısında.Bu ülkenin futbol takımı Galatasaray Uefa Şampiyonu olmuş,bu ülke takımı Dünya üçüncüsü ve Avrupa üçüncüsü olmuş.Rakipler tarafından saygı duyulan bir ülkeye ve ülke takımlarına sahibiz ama Bursaspor'un oynadığı Şampiyonlar Ligi maçları bizleri maziye götürdü.Deplasmanda veya içerde gol atmak başarı olan dönemlere.Ama....

Örneğin bizim ülke futbolunun çok gerisinde kalan kendi liglerinde belirli konumda olan Romen takımları,Ukranya Takımları,Rusya takımları Avrupa arenasında kendi özgüveni ve sistemin yansıtıp önemli başarılar alabilmektedir.

Burada şunu ifade etmeliyim ki Türk futbolcusunun duygusal yapısının daha üst noktada günümüz profosyonel futbol yapısına ayak uydurması için ciddi psikolojik destek alarak bunu aşabileceklerini düşünüyorum.Artık bizim futbol takımlarımız,günümüz yükselen futbol kültürümüz örneklerini ayrı ayrı takımlarımız ile Avrupa arnesında göstermeli diye düşünüyorum.

29 Eylül 2010 Çarşamba

Skor Toto Süper Lig Üzerine

Geçen sene ligin 6.haftasonu puan durumu ve sezon sonu puan durumu arasında bir denge ve geçen sene 6.haftasonu ile bu sezon 6.haftsonu arasında bir korelasyon denge araştırması içerisine girdim.İşte sonuçlar:

Geçen sezon Galatasaray ve Fenerbahçe ilk 6 hafta ligi domine ederek başlamıştı,her ikiside ilk 6 haftada rakiplerine puan vermeyerek 18 puan ile lige başlamışlardı.Bu iki takımdan Fenerbahçe ilave 2 maç daha kazanıp 8'de 8 yapıp ligimizde yeni bir rekor kırmışlardı ama kalan 26 maçta 15 galibiyet 5 beraberlik ve 6 yenilgi almıştı ve sezonu son maçta berabere kalarak ligi 2 .bitirmişti.Bu sezon ise geçen sezonun aksine vasat sayılacak bir performans ile 10 puan ile başladılar.Geçen sezon 6.hafta ile bu sezon 6.hafta arasında istatistiklerde puandan çok Fenerbahçe'de dikkat çeken takım defans ve orta sahası aynı olmalarına rağmen geçen sezon 6 maçta 12 gol atıp 2 gol yerken bu sezon 17 gol atıp 10 gol yemeleri oldu.

Galatasray açısından bakılırsa geçen sezon 6'da 6 yapan Galatasaray kalan 28 maçta 13 galibiyet 7 berbaerlik ve 8 mağlubiyet elde etmişler.Geçen sezonun 6.haftasonunda 20 gol atıp 5 gol yiyen Galatasaray bu zenon gol yemede aynı standardı tutturup 6 gol yerken sadece 9 gol atabildi.

Geçen sene 6 maçta 6 puan alan Beşiktaş bu sezon 13 puan toplayarak kendini geliştiren takımların başında yer alırken Bursaspor geçen sezon 6 maça 10 puanla başlarken  sezon kayıpsız yollarına devam etmektedirler.Geçen sene istikararını koruyan Trabzonspor bu sezonda yukarıda şampiyonluk zirvesine tat katacağı benziyor.

Geçen sezonun 6 maçında Fenerbahçe ve Galatasaray ile namağlup giren Eskişehir ve Gençlerbirliği ise bu sezona istenildiği gibi giremeyen takımların başında yer alıyor.Eskişehir geçen sene 6 maça 3 galibiyet 3 berbaerlik ile girerken bu sezon daha galibiyet ile tanışamayıp 2 puan ile ligin zirvesinde yer almaktadır.Gençlerbirliği ise geçen seneye göre daha vasat istikrarsız bir biçimde yoluna devam etmemktedir.Geçen sene 6 maçta hiç puan alamayıp daha sonra ligi domine eden ve oynadığı futbolla artık bizim ligimizdede "Barcelona ziyafeti alacağımız"takım var dedirten Kasımpaşa bu senede lige istenildiği gibi giremeyen takımlarımız arasında yer almaktadır.

Geçen sene Avrupa kuplarında mücadele eden takımlarımız Türkiye Kupası maçlarına kadar formunu korurken daha sonra her haftaya 3 maç sığan dönemde ciddi sakat verip ciddi puan kayıpları yaşamıştı.Burada Beşiktaş ve Bursaspor'a ciddi yükler binecek eğer altlarından kalkabilirse puan kayıpları yaşamazlarsa ligin zirvesinde yer alacakları aşikar ama bu yoğun tempoda olmayacak Fenerbahçe,Galatasaray ve Trabzonspor bana göre alternatif kadro seçenekleri ve Beşiktaş ve Bursaspor'a nazaran sene boyu 10-12 daha az maç yapacaklarından ötürü bana daha fazla şanslı gibi geliyorlar önümüzdeki dönem içerisinde.

28 Eylül 2010 Salı

Mesut Özil,Almanya Milli Takımı ve Türkiye

Bilmem kimse farkına vardı mı ama Mesut Özil'in Almanya A Milli Takımının 2010 kadrosunda farklı bir yeri daha var?

Mesut Özil 2010 Almaya Milli Takım kadrosunda yer alıp Almanya dışında top oynayan Manchester City'de oynayan Jerome Boateng,Sami Khedira ile birlikte üç oyuncudan birisi.

Alman futbol takımı oyuncuları şu an belirli sınıf atlayan ve avrupanın en zor liglerinden biri olan Bundesliga'da oynamalarının kendileri için daha cazip olduğundan Bundesliga'nın dışına çıkmaya çok sıcak bakmaktadırlar.Bu genellemenin dışına bu sene Sami Khedira ile birlikte Türk asıllı oyuncumuz Mesut Özil çıktılar.

Mesut Özil futbol yaşamına başladığı Westfalia 04 Gelsenkirchen'den Real Madrid'e uzanan yolculuğunda Alman futbolunun displini ile bürünmüş özel yetenekleri ile farkedilmesi hiçte zor olmadı.Nedeni ise lansmanı ve kalitesi yüksek olan bir ligde oynaması,Almanya Milli Takımı gibi her turnuvada hedefi şampiyonluk olan bir takımda takımın iskeletlerinden biri olması ve Alman futbolundan aldığı displinini özel yeteneklerle harmanlayıp son Dünya Kupasında formunun zirvesine çıkarak oynadığı oyundan sonra Real Madrid gibi bir kulübe transfer olması kimseleri  şaşırtmadı.

Acaba Mesut Özil Almanya Milli Takım U19 U21 formalarını giyerken daha henüz A milli takım forması giymeden Türk Milli Takımını tercih etseydi ve buna mukabil Türk takımlardan transfer teklifi alsa idi mevcut istikrarlı yapısını bizim kültür ve iklimimizde devam ettirebilir miydi?Bunların hepsi soru işareti ama...

Türk spor tarihinde birçok isim var ki bunun son örneği Arda Turan'dır.Neden Arda Turan Mesut Özil ile aynı dönem ve akranı olduğu bu isim üzerinde duracağım.Arda Turan genç yaşına rağmen futbolda zirve yaptığı 2 sene önce futboluyla hep ön plandaydı ama şimdi Arda Turan top oynamaya çabalarken biz bu ismi eşi ile magazin haberlerinde sürekli futbol dışı olayların içinde görmek zorunda kalıyoruz.Nedeni ise bizde öne çıkan isimleri bir anda hazmedememe ve ne yapalımda bu ismi çürütelim kompleksi olduğu için Arda Turan Türkiye'de oynadığı müddetçe futbolunun üzerine fazla birşey koyacağına inanmıyorum.

Bu nedenle her insan kendi kaderini kendi çizer ve Mesutta bana göre kendi kaderini kendi çizdi ve bu çizdiği yolda önemli ve güzel adımlar atıyor.Biz ise ilk defa bir Türk asıllı bir futbolcunun Real Madrid'de oynadığı için gurur duyalım ama bu örneklerin çoğalması için daha çok çalışma içerisine girelim.

27 Eylül 2010 Pazartesi

Ntvspor İzleyicisi İle Buluşuyor Projesi

Ntvspor 2 sene mazisi olan yaş olarak küçük olmasına rağmen bu iki yıla çok büyük projeler sığdırmış ve çok büyük işler başararak bu zamana kadar gelen kendi deyimleriyle"Sporun öncüsü" olan bir kanal olarak yayınlarına devam ediyor.

Ntvspor ekibi eksiklerini tartışmak adına oluşturdukları bir platformda kendilerine gönderilen mailleriden eledikleri belirli sayıda insan ile yüzyüze gelerek bu kişilerin eleştirilerini ve önerilirini dinlemek adına müthiş bir organizasyon ile konferanslar düzenliyorlar.

İlk konferansta bulunan şanslı kişilerden biri olarak gelen kişilerin ne kadar bilinçli ve kaliteli izleyici oldukları ortaya çıktı ki bu konferans sonunda Sn.Fuat Akdağ önderliğindeki Ntvspor ekibi gelişim açısından ne kadar önemli bir organizsyon yaptıklarını bir kez daha anlamışlardır herhalde.

Konularında uzman olan bu ekipte yer alan Sn.Fuat Akdağ'a,Sn.Ercan Taner'e,Sn.Mert Aydın'a,Sn.Sine Büyüka'a,Sn.Burcu Esmersoy'a,Sn.Murat Caner'e ve Sn.Haluk Yürekliye burdan teşekkürlerimi sunarak gelecek senelerde Ntvsporu ve ekibini uluslararası platformlarda bu sohbetleri gerçekleştirirken görmek dileklerimle selamlar.