80'li yıllarda Avrupa arenasında olan takımlarımız 3-4 yılda bir sükse yapan skorlar lırlardı geri kalan dönemde ise 1. olmadı 2.turdan öteyi göremezdik.
80'li yılların sonunda inanılmaz bir Avrupa süreci yakalayan Galatasaray inanılmaz auchatel Xamax maçından sonra Şampiyon Kulüpler Kupasında Yarı Finali görüp Türk futbol tarihinin en iyi sonucunu alıyordu.
90'lı yılların başında Avrupa Kupalarında kendimizi hissettirdiğimiz yıllar oldu.93-94 sezonu Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi için ön elemde Manchester Uited'ı eleyip Şampiyonlar Liginde son 8 takım arasına kalması Türk Futbol tarihinde çığır açılan bir dönem olmuştu.Daha sonra 90'lı yıllarda Fenerbahçe,Beşiktaş ve Trabzonspor'un Avrupa başarıları kendimizi Avrupa Kupalarında Pot 1-2'lere kadar yükseltmişti.Hatta Bursaspor'ın inanılmaz İntertoto macerası Anadolu kulüplerininde Avrupada bende varım demesi Türk futbolundaki diğer artılardan bazıları.
90'lı yılların sonun 2000'li yılların başında yine Galatasaray Türk Futbol tarihine Avrupada bir kupa hediye ederek çıtayı en üst noktaya taşımıştı artık.2000'li yıllara daha da ümitli bakmaya başlamıştık.
O ümitleimiz boşa gitmedi 2001'de Galatasaray'ın Şampiyonlar Liginde Yarı Finalin kapısından dönmesi,2002 Dünya Kupasında Türk Milli Takımın Dünya Üçüncülüğü,Beşiktaş'ın Uefa Kupasında Çeyrek Final oynaması,Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Liginde Çeyrek Final oynaması ve en son Türk Milli takımımızın Avrupa üçüncülüğü.
Futbola olan yatırımların en üst düzeye geldiğimiz bu yıllarda ligimizde Anadoludan yeni bir şampiyonun çıkması ve rekabetin artması Avrupaarenası için bizleri daha da ümitlendirmişken...
Bu sezon 5 takımımızdan sadece iki takımızın yola devam etmesi nerde yanlışlar yapdığımızı sorgular duruma getirmiş durumda.!
Doymuşluk deseniz doymuşluğa sebep olacak başarıların henüz kazanılmadığı ortada,artı motivasyonu götürecek fazla ödenekler deseniz(bence en önemli konu bu bence Galatasaray Uefa Kupasını aldığı zaman 4 ay futbolcular alacaklarını alamamışlardı)...
Futbolun artık bir endüstri gibi Tarım,Sanayi gibi bir endüstriyel hale geldiği ve ciddi rakamların oluşturduğu ortamda Türk futbolcuların profosyonel bir hayat ve yaşam sürdüklerini düşünmüyorum.Futbolcular bilinçli bir kariye planlamasıda yapamıyorlar.Neden bizim oyuncular Avrupa takımlarında ciddi bir başarı sağlayamıyorlar temel burada profosyonekl bir yaşamları olmadığı için.Biz Türkler yani futbolcularımız yürekleriyle oynadıkları zaman bazı başarılar kazandık ama şimdi yüreğin yanına profosyonelliği ekleyip kalıcı başarılar peşinde olmalıyız diye düşünüyorum.
F.Rijkaard neden başarılı olamadı çünkü Barcelona oyuncuları gibi oynadıkara oyuna saygı ve işi olduğu bilinci ile çalışan oyuncular bulamadı Türkiye'de İstanbul'da.Maç önce kamp dünyanın çoğu bölgesinde bulunmazken bizim kulüplerimiz futbolcuları beraber tutarak motive etmeye çalışıyorlar çünkü biliyorlar ki kampa katılmayan oyuncular maçı değil başka şeyleri düşünecekler.
Türk futbolunda bu düşünceler yerini profosyonel düşüncelere bırakmadığı müddetçe raslantı başarılar ile sevinip günü kurtarmaya devam edeceğiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder